11 Ocak 2008 Cuma

Nasrettin hoca fıkraları

NAMAZ
Nasrettin Hoca, bir gün agacin altinda namaz kiliyormus.Agacta bulunan baska biride onu izliyor mus.Namazi bitiren Nasrettin Hoca daha sonra namazinin kabul olmasi icin Allah'a dua etmeye baslamis.-"Allahim sen namazimi kabul et " Agacda ki adam:"Etmeeeeem" diye cevap vermis Nasrettin Hoca sasirmis. Tekrarlamis:Allahim sen namazimi kabul et "-"Etmeeem" Nasrettin Hocanin saskinligi iyicene artmis . Yine : Allahinsen namazimi kabul et" demis . Agacaki adam tekrar :" Etmeeeem ", diye Nasrettin Hocayi sinirlendirmis.-Etmesen etme.Zaten abdestiz kilmisdim


Acemi Bülbül

Nasrettin Hoca bir gün komşusunun bahçesine girer.Bahçedeki armutları görünce dayanamaz.Bir tane yer,dayanamaz bir daha,bir daha derken armut ağacına çıkıverir.Başlar yemeye.Tam bu sırada bahçenin sahibi çıkagelir.Hoca şaşkınlıkla başlar bülbül gibi ötmeye.Bahçenin sahibi şaşkın şaşkın Hocanın olduğu ağacınyanına varıp,---Ne yapıyorsun burada diye bağırır.Hoca sakince cevap verir.---Ben bülbülüm,yuvam da burada,der.Tekrar cırlak sesiyle ötmeye başlar.Bahçe sahibi öfkeyle---Bülbül böylemi öter be adam diye bağırınca,Hoca---ben acemi bülbülüm.Ancak bu kadar ötüyorum,der.

Tesbih
Bir gun Hoca, yol ustu bir hana inmis. Nuh Nebi'den mi kalmis, Kaalubela'dan mi? Her ne ise.. Her tarafi delik desik olmus; adeta cokmeye bir basi kalmis. Hoca'nin yuregine bir korkudur dusmus ama, ne desin? Nihayet bir soz arasinda: "Yahu, bu senin tavan da ne kadar gicirdiyor be, besik mi mubarek!" diyecek olmus ama, hanci baba hic orali olmamis; sozu sakaya bogarak; "Agzini hayra ac Hoca, bu gicirti besik gicirtisi degil; tavan tahtalari Hak'ka tesbih cekiyor!" demis. Hoca'nin kozu kullenirmi? Gozlerini hancinin gozune dikerek; "Peki ama, demis; ya bu tavan boyle tesbih ceke ceke aska gelip de secdeye kapanirsa, bizim halimiz nice olacak!"

Eşeğe yazık olur
Nasreddin Hoca hayvanlarına ağır yükler yükleyip onlara eziyet eden köylülerine iyi bir ders vermek istemiş. Bir gün eşeğine binerek köy meydanında dolaşmaya başlamış. İşin garibi dolu bir çuvalı da sırtına vurmuş, öyle geziyor. Şaşırıp sormuşlar : Yahu Hoca Efendi, hem eşeğin üzerindesin, hem çuvalı sırtında taşıyorsun. Nasıl bir iş bu ? Hoca cevabı yetiştirmiş hemen : Zavallı hayvan, demiş. Zaten gece gündüz demeden hizmet ediyor bana. Sırtına bindiriyor, yüklerimi taşıyor, değirmeni çeviriyor. Bu kadar hizmetlerinden sonra dolu çuvalı da ona yüklemek istemedim. Bu yüzden ben vurdum sırtıma

Zıkkımın kökünü yer
Hoca o aralar paraya sıkışmıştır. Bir vatandaş gelip hoca'ya: "şeytan nerede yaşar" diye sormuş. Hoca cevabı bilmez ama vatandaşı cevapsız bırakmamak için soruyu cevaplar. Adam giderek Hocayı soru yağmuruna tutmuş ve sonunda hoca'ya: "hocam peki şeytan ne yer" diye sorar. Hoca da: "eğer benim gibi parası yoksa zıkkımın kökünü yer" demiş

Rüzgarın attığı adam
Hoca bir gün boş bir bostana dalar yolar temizler bostanda ne varsa marullar patlıcanlar salatalar. Doldurur bir çuvala tıka basa tam yükü yüklenecekken Çam yarması bir adam peyda olur herif der ne arıyorsun burada hoca bir düşünür ve cevabı bulur Der ki:-Dün bir rüzgar çıkmıştı ya o attı beni buraya-Demek seni buraya atan rüzgar peki ya bu patlıcanlar marullar onları da hep rüzgarmı kopardı-Evet biraz fazlaca esiyordu beni öteye beriye savurdu neye uğradığımı bilemedim bari şunlara tutunayımm dedim neye tutundum sa elimde kaldı.Bunun üzerine bostancı kızar:-Peki çuvala koyan da mı rüzgar söyle kim doldurdu çuvala bunu?Hoca tatlı tatlı kaşır burnunusonra döner der ki:-ilahioğlum işte ben de onu düşünüyorum ya......

Düşmek
Nasreddin Hocanın bir gün karısı ölmüş.Bir ay sonra kocası ölmüş dul bir kadınla evlenmiş.Evlendiği kadın Hoca ya sürekli eski kocasını anlatıyormuş.Yine bir gün yatakta kocasını anlatıyordu."İşte benim kocam şöyle yapardı, böyle yapardı" diye.Hoca sinirlenmiş ve kadına bir tekme atmış kadın yere düşmüş.Kadın sormuş:-Aman hoca niye attın beni yataktan? Hocanında cevabı hazır:-Eeee yatakta bi sen yatıyosun bi ben bide eski kocan.Üçümüz sığamadık sende düştün.

Eşşek
Nasreddin Hoca hayvanlarına ağır yükler yükleyip onlara eziyet eden köylülerine iyi bir ders vermek istemiş. Bir gün eşeğine binerek köy meydanında dolaşmaya başlamış. İşin garibi dolu bir çuvalı da sırtına vurmuş, öyle geziyor. Şaşırıp sormuşlar : - Yahu Hoca Efendi, hem eşeğin üzerindesin, hem çuvalı sırtında taşıyorsun. Nasıl bir iş bu ? Hoca cevabı yetiştirmiş hemen : - Zavallı hayvan, demiş. Zaten gece gündüz demeden hizmet ediyor bana. Sırtına bindiriyor, yüklerimi taşıyor, değirmeni çeviriyor. Bu kadar hizmetlerinden sonra dolu çuvalı da ona yüklemek istemedim. Bu yüzden ben vurdum sırtıma

Göl
Hoca, bir gün kırlardan topladığı çalı çırpıyı eşeğine yükleyip evine götürürken : -Acaba, yaş çırpı da kurusu gibi yanar mı? diye düşünür ve şeytana uyarak çakmağını çakar ve alevi çalı çırpıya dokundurur.Aralarında kuruları da bulunan çalı çırpı hemen alev alır.Eşekte bir korku, bir telaş, huzursuzluktur başlar.Anıra anıra, çifte ata ata dört nala koşmağa başlar.Hoca da arkasından olanca gücüyle bağırır : -Aklın varsa göle koş!

Kavuk
Bir gün Nasreddin hocaya bir mektup gelmiş.Mektup arapçaymış.Mektupu ters çevirmiş düz çevirmiş okuyamamış.Yoldan geçen birine sormuş:-Yahu şu mektubu okusana bana demiş.Adamda okuyamamış.3 kişiye daha sormuş onlarda okuyamamış.Sonuncu kişi Hocaya şöyle demiş:-Yaşından başından utan.Çok bilirim diye kavukla gezersin,sonrada bir mektup bile okuyamazsın yuh sana! Hocada sinirlenmiş:-Çok biliyosan al bu kavuğu tak kafana hoca ol sen oku bakalım! demiş.

Rahmet
Nasrettin hoca birgün camdan yağan yağmuru seyrediyormuş. Yağmurdan kaçan bir adama gözü takılmış. Camı açmış adama bağırarak ;- Neden Allah'ın rahmetinden kaçıyorsun demiş. Adam hocaya cevap vermeden kaçışına devam etmiş.Ertesi gün adam camdan yağmuru seyrederken Hoca dışarda yağmurdan kaçıyormuş. Bunu gören adam Hocaya ;- Hocam Allah'ın rahmetinden kaçılır mı? Neden kaçıyorsun? Hoca cevap vermiş ;- Allah'ın rahmetine basmamak için kaçıyorum.

Hiç yorum yok: